Geri

İslam Sanatında 16.Yüzyıla Kadar Ulu Cami Geleneği

Tez Künyesi


Tez No: 624260
Tez Türü: Yüksek Lisans

Başlık: İslam Sanatında 16.Yüzyıla Kadar Ulu Cami Geleneği
Yazar Gonca Papuccu
Danışman Dr Öğr Üyesi Gül Karpuz

Jüri Üyeleri
Prof Dr Hüseyin Yurttaş
Prof Dr Yusuf Çetin


Özet: 

İnsanlık tarihi boyunca din ve inanç sistemi, hayatın önemli bir parçası olmuştur. Dünya dinler tarihinde, politeist dinlerden monoteist dinlere kadar tüm inanç sistemlerinde bir kutsal mekân bulunmaktadır. İlahi dinlerin sonuncusu olan ve Hz. Muhammed’in tebliğ ettiği İslam dininde, farz kılınan namaz ibadeti, Müslümanlar tarafından en kutsal mekân olan Kâbe’ye yönelerek gerçekleştirilmektedir.

Bu ibadetin ifa edildiği camiler, ilk olarak Hz. Muhammed’in evinin bir parçası olarak inşa edilmiş olup, aynı zamanda bir devlet kurumu vazifesi görmüştür. Allah’ın evi olarak da bilinen camiler, İslamiyet’in yayılmasıyla birlikte anıtsal ölçülere ulaşmıştır. Cuma namazının tek bir camide kılınması anlayışı, cami mimarisinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamış ve şehirlerde Ulu Cami kimliğinin oluşmasını sağlamıştır. Şehirlerin en büyük ve en eski camileri; Ulu Cami, Mescid-i Cuma, Cami-i Kebir, Orta Cami, Merkez Cami gibi isimlerle anılmıştır.

İktidarı ele geçiren ve İslamiyet’i kabul eden milletler tarafından Arap Yarımadası’nda gelişen Ulu Cami geleneği, Kuzey Afrika’dan Endülüs’e, Irak ve İran’dan Hindistan’a, Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar geniş bir coğrafyada devam ettirilmiştir. Temelde ilk İslam mescidi olan Mescid-i Nebevî’nin kurulum şemasına sadık kalınarak, İslam coğrafyasında farklı tiplerde pek çok anıtsal Ulu Cami inşa edilmiştir. Tüm İslam devletleri, kendi mimari üsluplarını yansıtan anıtsal nitelikte camiler inşa ederek, bu geleneği sürdürmüşlerdir.

Anahtar Kelimeler: Kutsal, İbadet Mekânı, İslamiyet, Kâbe, Namaz, Cuma, Mescit, Ulu Cami.

Abstract

Throughout the history of humanity, religion and belief systems have been an important part of life. In all religions, from the polytheistic religions that existed in the history of world religions to the monotheistic religions, there is a sacred place. The last of the divine religions, Islam, as preached by the Prophet Muhammad, mandates the performance of prayer worship, which Muslims carry out facing the most sacred place, the Kaaba.

The mosque, which serves as the center of worship, was initially built as part of Muhammad’s house and also functioned as a state institution. These mosques, also known as the House of Allah, reached monumental dimensions with the spread of Islam. The conception of performing the Friday prayer in a single mosque has played a significant role in shaping these mosques and has contributed to the establishment of a grand mosque identity in cities. The largest and oldest mosque in a city has been named with titles such as Grand Mosque, Masjid-i Cuma, Mosque Kebir, Middle Mosque, and Central Mosque.

The Grand Mosque tradition, which began in the Arabian Peninsula by nations that gained power and accepted Islam, continued across a vast geography, stretching from North Africa to Andalusia, Iraq and Iran to India, and Central Asia to Anatolia. In accordance with the foundational scheme of Masjid al-Nabawi, which is essentially the first Islamic masjid, numerous monumental grand mosques of various architectural styles have been built throughout the Islamic world. Each Islamic state constructed its own monumental mosques, reflecting its unique architectural style.

Keywords: Sacred, Religion, Place of Worship, Islam, Kaaba, Masjid, Grand Mosque.

Tezin tamamını okumak için buraya tıklayınız: İslam Sanatında Ulu Cami Geleneği

Bu tez çalışmasına ulaşmak için Ulusal Tez Merkezi platformunu kullanabilirsiniz.