ARAPÇA KAYNAKLARA GÖRE FETHİNDEN X. YÜZYILA KADAR HÂRİZM BÖLGESİ
Tez Künyesi
Tez No: 838067
Tez Türü: Doktora
Başlık: Arapça Kaynaklara Göre Fethinden X. Yüzyıla Kadar Hârizm Bölgesi
Yazar: Murat Erkoç
Danışman: Prof. Dr. Orhan Doğan
Yer Bilgisi: Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Tarih Ana Bilim Dalı
Konu: Tarih
Dil: Türkçe
E-Posta: murat.erkoc@hku.edu.tr
Hârizm’de İlmî ve Edebi Hayat
Hârizm, Doğu vilayetleri içerisinde ilmî ve edebi hayatın merkezi noktalarından biri olarak kabul edilmektedir. Özellikle Me’mûniler döneminde Hârizmşahların ilim adamlarını desteklemeleri neticesinde kaleme alınan eserler, Hârizm’in ilmi ve edebi noktada büyük bir ivme kazanmasını sağlamıştır. Hârizm’de Arapların fethinden sonra Arapça dilinin yayılması ile birlikte gözle görülür bir şekilde akli, ilmi ve edebi hayat noktasında önemli gelişmeler yaşanmıştır. Nitekim kelâm, fıkıh, usûl, tefsir, belaġat, nahv, edebiyat, şiir, Arap dili ve edebiyatı, felsefe, nakli ilimler, neseb bilimi, tarih, coğrafya, astronomi, matematik, tıp, kimya ve mühendislik alanında çok sayıda ilim erbabına ev sahipliği yapmıştır.
Hârizm’de ilmi ve edebi noktada öne çıkan şehir Kurkanc olup bu özelliğini 618/1221 yılında Moğolların hâkimiyetine kadar devam ettirmiştir.
Me’mûniler’de ilmi hayatta benzeri görülmemiş hareketlilik, Hârizmşah Ebû’l-Hasan Ali b. 1. Me’mûn ve Ebû’l-Abbâs Me’mûn b. Me’mûn döneminde gerçekleşmiştir. Hârizm’e 402/1004 yılında dönen Bîrûnî, sarayda toplanan ilim ehline liderlik ederek Meclisû’l-Ulema’nın şekillenmesini sağlamıştır. Seçkin âlimlerden Ebû Ali İbn Sînâ (öl. 428/1037), Ebû Sehl Îsâ b. Yahyâ el-Mesîhî (öl. 401/1010-11?), Bîrûnî’nin hocası Ebû Nasr Mansûr b. Alî b. Irâk (öl. 427/1036’dan önce), Süryani Hekim Ebû’l-Hayr el-Hasen b. Süvâr b. Bâbâ b. Behrâm (Behnâm) (öl. 410/1019?) ve Bîrûnî (öl. 453/1061?)’nin Hârizm sarayında toplanarak münakaşa yapmışlardır.
Cuma namazından sonra meşayih, öğrenci ve müritlerin halka şeklinde bir araya gelerek yaptıkları ilmi münazaralar, Moğolların istilasına kadar devam etmiştir. Nitekim münazara yapan meşayihlerin en meşhurlarından biri Hârizmşah’ın naibi Şafiî fakihlerinden Şehâbeddîn el-Hayvakî (öl. 616/1219)’dir.
Hârizm’de şairler arasında da münazaralar yapılmıştır. Arap edip ve şairlerden Ebû Bekr Cemâlüddîn Muhammed b. Abbâs et-Taberî el-Hârizmî (öl. 383/993) ile şair ve kâtip Ebû’l-Fazl Bedîüzzamân Ahmed el-Hemedânî (öl. 398/1008) yaptıkları münazaralarda edebi ve dil maharetlerini sergilediklerinden dolayı aralarında şiddetli tartışmalar yaşanmıştır. Nîşâbur’daki büyüklerin davetini kabul eden Ebû Bekr Cemâlüddîn el-Hârizmî ve Ebû’l-Fazl Bedîüzzamân arasında 382/992 yılındaki yapılan münazara, el-Hemedânî’nin üstünlüğü ile sonuçlanmıştır.
Hârizmşah Ebû’l-Abbâs Me’mûn, ilim ve hikmet yolunda malını en çok infak eden meliklerden biri olarak kabul edilmektedir. Me’mûnîlerin en kudretli devlet adamlarından biri olan Vezir Ebû’l-Hüseyin Ahmed b. Muhammed es-Süheylî, Hârizmşah Ebû’l-Abbâs Me’mûn’un desteğini alarak edebi ve ilmi yönü ile öne çıkmıştır. Süheylî; Tahirî, Sâmânî ve Büveyhî hükümdarlarının oluşturdukları ilim ortamının bir benzerini Hârizm’de de oluşturmuştur.
Me’mûnîlerin saltanatı yirmi iki yıl sürmesine rağmen Hârizm’in her açıdan ilerlemesini sağlamışlardır. Abbâsî Halifesi Me’mûn tarafından 215/830 yılında yapılan Beytû’l-Hikme’ye benzetilen ve Me’mûnîler döneminde oluşturulan Hârizm Me’mûn Akademisi’nde çok sayıda ilim adamı hizmet etmiştir. Bîrûnî ile eş-Şeyhü’r-Reîs mahlası ile tanınan Ebû Ali İbn Sînâ, Hârizm’in ilmi noktada öne çıkmasında önemli rol oynamışlardır.
Diğer taraftan Me’mûnîler döneminde Yunan, Çin, Fars, Arap ve Hint kültürünün kavşak noktası haline geldiği görülmektedir. Böylece Hârizm, Buhara ve Semerkant’tan sonra ilmi hayatın en yoğun yaşandığı merkezlerden birine dönüşmüştür.
Kıraat ve Mezhep Âlimleri
Ahmed b. Muhammed b. Ġalib Ebû Bekr el-Hârizmî (öl. 425/1033): Kur’an hafızı olan Ebû Bekr el-Hârizmî, kıraat ilmini Ahmed b. Muhammed b. Beşer b. eş-Şarab’tan öğrenmiştir. Ancak Ebû’l-Hasan Ali b. Muhammed el-Hayyat, onun Kur’an okuyucuları arasında yer almadığını söylemiştir.
Muhammed b. Mûsâ b. Muhammed Ebû Bekr el-Hârizmî (öl. 403/1012): Hârizm’de Hanefî mezhebinin fakihlerinden biri olan Ebû Bekr el-Hârizmî, Ebû Bekr Ahmed b. Ali er-Râzî’den öğrendiği fıkıh ilmini Hanefî mezhebinin riyasetine kadar devam ettirmiştir.
Ebû Bekr Ahmed b. Alî er-Râzî (Cessâs)’nin talebesi olan Ebû Bekr el-Hârizmî’nin fıkıh ilmini öğrettiği öğrencileri arasında Hanefî fakihlerinden Ebû Abdillâh el-Hüseyn b. Alî b. Muhammed es-Saymerî (öl. 436/1045) ile şair ve şiir müfessiri Ebû’l-Hasen Muhammed b. el-Hüseyn b. Mûsâ b. Muhammed eş-Şerîf er-Radî (öl. 406/1015) bulunmaktadır.
Muhammed es-Saymerî, Ebû Bekr el-Hârizmî’nin Ebû Hanife medresesinin hem müftüsü hem de şeyhi olduğunu ve insanlara Hanefî mezhebinin esaslarına göre fetva verdiğini ifade etmiştir. Ebû Bekr el-Hârizmî, 403/1012 yılında cuma gecesi hayatını kaybetmiştir.
Ebû’l-Kâsım Mes‘ûd b. Muhammed b. Mûsâ el-Hârizmî (öl. 423/1031): Hayatı hakkında bilgi sahibi olmadığımız Ebû’l-Kâsım el-Hârizmî, Hârizm’de Hanefî mezhebinin fıkıh âlimlerinden biri olup fıkıh ilmini, Ebû Bekr Ahmed b. Alî er-Râzî (Cessâs)’nin talebesi olan babası Ebû Bekr Muhammed’den öğrenmiştir.
Muhammed b. Ca‘fer b. Ahmed b. Îsâ b. Ebî’l-Kâdî (öl. 318/928): Hârizm’in fukahalarından biri olan ve hoşgörülü, ağırbaşlı ve ilmi anlamda faziletli biri olduğu ifade edilen Muhammed b. Ca‘fer Ebî’l-Kâdî, tahsilini Irak’ta yapmıştır.
Fıkıh ilmini ise Âli Ebî’l-Abbâs b. Süreyc’ten tamamlarken, Muhammed b. Cerîr et-Tâberi’den ise çok sayıda hadis öğrenmiştir. Hayatı hakkında sınırlı bilgilere sahip olduğumuz Muhammed b. Ca‘fer Ebî’l-Kâdî, 318/928 yılında vefat etmiştir.
Hârizm’de doğudaki İslâmi ekole göre fıkıh eğitimlerini alan Şâfiî mezhebindeki âlimler, bu mezhebin Horasan, Nîşâbur ve Merv başta olmak üzere muhtelif bölgelere yayılmasını sağlamışlardır. Hârizm’de Şâfiî mezhebinin merkezi olarak Hive şehrinin öne çıktığı görülmektedir. Ancak Hive hariç Hârizm halkının geneli Hanefî mezhebine mensuptur. Bununla birlikte Hanefî âlimleri, İslâm dünyasındaki Hanefî fıkıh kitaplarının Hârizm’de yayılmasını sağlamışlardır.
Ebû Abdullah Muhammed b. İbrahim es-Sâneî (öl. 412/1021): Hârizm halkından olup, 390/999 yılında Bağdat’a giderek Şâfiî fakihlerinden Ebû Hâmid Ahmed b. Muhammed b. Ahmed el-İsferâyînî (öl. 406/1016) ve Ebû Muhammed el-Bâkî’den fıkıh ilmini tahsil ettikten sonra Hârizm’e 412/1021 yılında dönmüş, vefatına kadar hatiplik ve müftülük görevinde bulunmuştur.
Ebû Saîd ed-Darîr Ahmed b. Muhammed b. Muhammed b. Ali b. Ġayri (öl. 448/1056): Şâfiî mezhebinin fakihlerinden biri olan Ebû Saîd Ġayri, fıkıh tahsilini Ebû Hâmid Ahmed b. Muhammed b. Ahmed el-İsferâyînî’den almıştır.
Bu dönemde, Ebû’t-Tayyib Tâhir b. Abdillâh b. Tâhir et-Taberî (öl. 450/1058)’den sonra onun gibi fıkıh ilmini en iyi şekilde öğreten fukahadan başka kimsenin olmadığı belirtilmiştir. Bağdat’ta fıkıh dersleri ve Şâfiî mezhebine göre fetvalar veren Ebû Saîd ed-Darîr, 448/1056 yılında Bağdat’ta vefat etmiştir.
Muhammed b. Saîd b. Muhammed b. Abdullah b. Ebî’l-Kâdî (öl. 340/951): Hârizm’li olup Irak’ta Şâfiî müctehidi Ebû İshâk el-Mervezî (öl. 340/951) ve Şâfiî mezhebinin usul-i fıkıh âlimlerinden Ebû Bekr es-Sayrafî (öl. 330/941)’nin öğrencisi olan Muhammed b. Saîd Ebî’l-Kâdî’nin fıkıh üzerine yazdığı iki kitabı bulunmaktadır.
Bunlar: Kitâbu’l-Hevâ ve Kitâbu’l-Amd’dir. Ebû Ahmed İmam Kebîr, Hârizm’in iftiharlarından biri olan Muhammed b. Saîd Ebî’l-Kâdî’nin fıkıh ilmine kimsenin sahip olmadığını söylemiştir.
Irak’ta tedrisini tamamladıktan sonra Hârizm’e dönen Muhammed b. Saîd Ebî’l-Kâdî, burada fıkıh ilmine yönelik dersler verdiği gibi ulûmu’ddîn üzerine yapılan çalışmaları da tasniflemiştir. 340/951 yılında hayatını kaybetmiştir.
Abdullah b. Muhammed Ebû Muhammed el-Buhari el-Bakî el-Hârizmî (öl. 398/1007):
Şâfiî mezhebinin fakihlerinden biri olan Ebû Muhammed el-Hârizmî, fıkıh ilmini Ebû’l-Kasım ed-Derakî’den öğrendikten sonra ilim tahsil ettiği yerde ders vermeye başlamıştır.
Ayrıca kaynaklar, edebi noktada da kendisini geliştiren Ebû Muhammed el-Hârizmî’nin minberlerde ilmi hususta halka vaazlar verdiği gibi uzun süre düşünmeksizin yazılar yazabildiğini belirtmektedir.
Edebi olarak dili akıcı kullanma ve şiir yazabilme kabiliyetine sahip olan Ebû Muhammed el-Hârizmî’nin günümüze kadar ulaşan beyitlerinden biri şöyledir:
قد حضرنا وليس يقضي التالقي – فسأل هللا خير هذا القراق
ان تغب لم اغب وان لم تغب – غبت كأن افتراقنا باتفاق
Bir araya gelsek de bu bize yetmez. Allah’tan bu ayrılığın iyiliğini iste. Adeta ayrılıkta anlaşmamız gibi, sen gidersen ben gitmem, sen gitmezsen ben giderim.
Ebû’l-Feth Ahmed b. Abdülaziz b. Mûsâ b. Îsâ el-Hârizmî (öl. 395/1004):
Hayatı hakkında bilgi sahibi olmadığımız Ebû’l-Feth el-Hârizmî, Hârizm’in önde gelen kıraat âlimlerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Hayatının büyük bir bölümünü yolculukla geçiren Ebû’l-Feth el-Hârizmî, Bağdat ve Mısır’a giderek buradaki âlimlerle görüşüp kıraat ilmine dair çok sayıda kayıt toplamıştır. 395/1004 yılında hayatını kaybetmiştir.
Ebû Bekr Ahmed b. Muhammed b. Ahmed el-Hârizmî el-Berkânî (öl. 425/1033):
Hadis ve fıkıh âlimlerinden olan Ebû Bekr el-Berkânî, 336/947 yılında Hârizm’e bağlı Berkân köyünde doğmuştur.
Küçük yaşlarda ilim tahsil etmeye başlayan Ebû Bekr el-Berkânî, hadis ilmini Bağdat’ta Ebû’l-Hasan Dârekutnî, Ebû Ali Muhammed b. Ahmed b. Hasan b. es-Savvâf ve Ebû Bekir el-Katîî, Cürcân’da Ebû Bekir Ahmed b. İbrahim el-İsmâil, Nîşâbur’da Ebû Ömer Muhammed b. Ahmed b. Hamdân el-Hayrî, Merv’de Abdullah b. Ömer b. Alke’l-Cevherî, Herât’ta Ebû’l-Fazl b. Hümeyriye el-Herevî, İsferâyin’de Ebû Sehl Beşer b. Ahmed el-İsferâyin başta olmak üzere birçok meşayih’ten ilim tahsil ettikten sonra Bağdat’a yerleşmiştir.
Bağdat’ta ise Ebî Muhammed b. Mâsi, Ahmed b. Ca‘fer b. Müslim, Muhammed b. Ca‘fer b. Heysem el-Bündâri, Ebî Alî b. es-Savvâf, Ebî Bahr b. Kevser el-Berîharî gibi âlimlerden çok sayıda hadis öğrenmiştir.
Ebû Bekr el-Berkânî’nin yetiştirdiği öğrenciler arasında tarihçi, Kur’an ve hadis hâfızı Ebû Bekr Ahmed b. Alî b. Sâbit el-Bağdâdî (öl. 463/1071), hadis âlimi ve şair Ebû Abdullah Muhammed es-Sûrî (öl. 441/1049), muhaddis ve Şâfiî fakihlerden Ebû Bekr Ahmed b. el-Hüseyn b. Alî el-Beyhakî (öl. 458/1066) ve Ebû İshâk Cemâlüddîn İbrâhîm b. Alî b. Yûsuf eş-Şîrâzî (öl. 476/1083) yer almıştır.
Kur’an hafızı olan Ebû Bekr el-Berkânî, fıkıhın yanı sıra Arapça ve hadis ilmini çok iyi öğrenmiştir. Nitekim Buhari ve Müslim’deki hadisleri el-Müsned adlı eserinde tasniflemiştir.
Diğer taraftan Süfyân es-Sevrî, Ubeydullah b. Ömer, Abdülmelik b. Umeyr, Eyyûb es-Sahtiyânî, Şu‘be b. Haccâc, Matar el-Verrâk, Beyyân b. Bişr, Mis‘ar b. Kidâm vb. hadis âlimlerinden istifade ederek hadisleri bir araya getirmek istemesine rağmen tamamlayamadan Bağdat’ta Recep ayının birinci günü vefat etmiştir.
Bağdâdî ve Sübkî, Recep ayında ölmesi için Allah’tan vefatını geciktirmesini istediğini ifade etmişlerdir.
Tezin tamamını okumak için buraya tıklayınız: Arapça Kaynaklara Göre Fethinden X. Yüzyıla Kadar Hârizm Bölgesi
Bu tez çalışmasına ulaşmak için Ulusal Tez Merkezi platformunu kullanabilirsiniz.